Üreme Puanı?
Her erişkin insanın bir üreme potansiyeli (yetisi) vardır. Tüm biyolojik durumlarda olduğu gibi ortalama bir özelliğin daha azı veya daha fazlası şeklinde uçlara doğru dağılımı da vardır.Şimdi bir benzetme ile konuyu daha anlaşılır hale getirmeye çalışalım. Gerçekte böyle bir şey yok ama; diyelim ki, hayali bir puanlama sistemi var. Süper üreme yetisi olan bir kadın veya erkek için en yüksek birim 20 puan olsun. Yani maksimum tam puan 20 diyelim. Ortalama bir kişinin üreme yetisi örneğin, diyelim ki 10 birim (veya puan) olsun, bu durumda büyük çoğunluğun puanları 7-13 arasında bir yerlerde dağılmış olur. Daha az sayıda kişilerin puanları da 2, 1, hatta sıfır olabileceği gibi, 15, 17, hatta 20’ye ulaşanlar da olabilir.
Bu örneği geliştirelim… Bebek oluşumu için en az 21 puan gerekli olsun diyelim. Çünkü, bir erkek veya kadın en üst düzeyde üreme yetisi olsa bile en az 1 puan karşı cinsten ihtiyacı olduğuna göre, tek başına puanı yetmesin... Tüp bebek tedavisinin 10 puanlık bir destek olduğunu kabul edelim.
Şimdi örneklemelere başlayalım:
Ayşe Hanım ile Ali Bey’in bebekleri olmadı ama tüp bebek tedavisi yaptırdılar... Mutlu son… Bebeklerine kavuştular. On tüp bebek puanı eklenince 21’i geçmişler, demek ki ikisinin toplam puanları en az 11 imiş. Hangisinin ne kadar katkısı olduğunu ölçmek mümkün değil. Aynı zamanda 21’i ne kadar geçtiklerini de belirlemek mümkün değil. Neyse, gerekli de değil…
Başka bir çift hayal edelim: Oya Hanım ile Selim Bey tüp bebek tedavisi ile de gebeliğe ulaşamamış olsunlar. Yani 10 puanlık tüp bebek eklenmiş olmasına rağmen, 21 yeterli puana ulaşamamışlar. Demek ki, toplam puanları 11 in altında kalmış. Ama ne kadar altında kaldığını bilemiyoruz. Benzer şekilde hangisinin kaçar puan katkısı olduğunu belirlemek yine mümkün değil. Gerekli mi? Bunu aşağıda tartışalım.
Üçüncü hayale çiftimiz ise İpek Hanım ile Yaşar Bey olsun, onların kendiliğinden gebelikleri olmuş olsun. Yani ikisinin toplam en az 21 puanları varmış demek ki… Ama 21’den fazla ise kaç fazladır onu da bilmemiz mümkün değil. Gerekli mi? Değil.
Burada dikkat edilmesi gereken püf noktası şu bu örneklerimizdeki ne Ayşe Hanım’ın, ne Oya Hanım’ın, ne de İpek Hanım’ın doğurganlık yetilerinin, ya da puanlarının kaç olduğunu ölçebilecek objektif bir kriter yok. Benzer şekilde Ali Bey’in de, Selim Bey’in de, Yaşar Bey’in de spermlerinin üreme puanlarını belirleyebilecek bir test yok. Sadece herkesin eşleriyle toplanan rakamlarının değerinin kendiliğinden gebeliğe ulaşıyorsa en az 21, tüp bebekle ulaşabildilerse en az 11 olduğunu söyleyebiliriz.
Şimdi tüp bebek tedavisine rağmen gebeliğe ulaşamamış olan ikinci çiftimizin durumlarını biraz irdeleyelim. Sonuçta toplam üreme puanları 11’in altında. Bu en fazla 10 olabilecek toplam puanın çiftlerden hangisinin kaç puan katkısı olduğunu belirlemek maalesef mümkün değil. Ama sperm veya yumurta ile ilgili bir sorun görünüyorsa, o tarafın puanı daha azdır diye düşünülebilir. Bunun önemi ise hazırlık tedavisi sırasında hangi tarafın daha gayretli olması, f-tıp yaklaşımının daha çok kime konsantre olması gerektiğini işaret etmesidir. Bu yüzden, eşine destek olmak isteyen herkesin bu yolda kendisini kenara çekmekten çok, sanki sadece kendisinde sorun varmış gibi, tedaviye uyum göstermesi en azından nezaket olacaktır.
Öte yandan, her ne kadar görünür sperm problemi varsa daha çok erkek tarafının, ya da yumurta azlığı varsa daha çok kadın tarafının puanı az gibi görünse de gerçekte tam tersi de olabilir.
Peki öyleyse ne yapmalı?
Üreme puanını artırmanın bir yolu veya yolları var mıdır? Üremenin de vücudun bir fonksiyonu olduğunu düşünecek olursak, diğer kronik hastalıklardaki fonksiyonel tıp yaklaşımı ile kök nedenlerin tedavi edilmeleri yaklaşımı elbette ki bu konuda da etkili olacaktır. Ama yeterli olabilecek midir? Her hasta için farklı şiddette fonksiyon bozuklukları olacağı için, her hastanın tedaviye uyum ve gayreti farklı olacağı için ve nihayet her hastada alınabilecek cevapların boyutu farklı olacağı için, hangi hastada nasıl sonuç alınacağı denemeden ve yaşanmadan bilinmez.
Tüp bebek tedavisi öncesinde böyle bir f-tıp yaklaşımı ile artan bu üreme puanları sonucunda tüp bebek başarı oranı elbette ki yükselecektir. Ancak bazı çiftlerde gebelik için yeterli düzeye yine de ulaşamayabilir. Ya da, tam tersine, tüp bebek ek puanına, yani tüp bebek tedavisine ihtiyaç kalmadan yeterli düzeyi aşabilir ve doğal yollardan bebeğe kavuşulabilir.
Aslında, vücut fonksiyonlarının çalışmalarının düzeltilmesi bizim bu benzetmemizde üreme puanını artırıyor gibi anlatmış olsak da, fonksiyonel tıbbın asıl hedefi genel sağlık puanlarının artmasıdır ve asıl başarı alanıdır. Biz de üreme tıbbında bu genelin bir parçası olarak fonksiyonel tıptan yararlanıyoruz.