"Bugünlerde hasta değilim, o halde iyiyim..." Böyle mi diyorsunuz?

Standart tıp tanımına göre böyle düşünmeniz pek de anormal sayılmaz. Her branş hekimi kendi alanındaki hastalıkların şikayetlerini, belirtilerini, bulgularını, tanısını, hatta erken tanısını, tedavisini, gerekiyorsa ameliyat ve diğer girişimlerini oldukça derin bir bilgi ve tecrübe ile bilir. Böyle branş hekimleri kendi açılarından sizi inceleyip, kendi dallarında (ve yapraklarında!) bir anormallik bulmazlarsa bizim alanımızı ilgilendiren bir hastalık yok derler. Yani bizlik hasta değilsiniz. Yani, sağlıklı imişsiniz.(!)

Ama gerçek öyle mi?

Bu yüzden bir çok sağlık sorununun temel nedeni olan, örneğin insülin direnci, örneğin stres, örneğin D-vitamini eksikliği gibi gerçek sorunları kimse görmez, ilgilenmez. Buna benzer durumlar için İngilizce'de bir deyim vardır:"Elephant in the room" derler. Yani "odanın içindeki fil", görmemek mümkün mü? İşte bazen ortada kocaman bir fil olur ve gözden kaçar. İşte fonksiyonel tıp önce ortadaki bu filler ile işe başlar.

"Beyin sisi" gibi bir tanım önemlidir mesela. Hazımsızlık önemlidir. Uykusuzluk, dikkati toplayamama, halsizlik, neşesizlik, yaşama sevincinin azalması... bunlar hastalık kategorisinde sayılmasalar da f-TIP'ın ilgi alanlarıdır. Çalışma ve düzeltme hedefleridirler.

Sağlıklı olmak aşağıdaki şekildeki gibidir aslında. "Var-Yok = Hastalık-Sağlık" gibi değil değişik aşamaları olan bir spektrum, yani yelpaze gibidir.  Sadece hasta olmamak olmamalı amaç. Gerçekten Hareketli-Neşeli-Mutlu olmak olmalı...