Sindirim sistemi ağızdan anüse kadar uzanan bir borudan oluşmaktadır. Aslında beslenmek üzere ağzımıza aldığımız besinlerin içinden geçip diğer ucundan atıldığı yarı geçirgen yapıda süzgeç benzeri bir borudur. Bu süzgeç yapı besinlerin oldukları haliyle kan dolaşımına izin vermez. Ancak çiğneme, mide asidinde eritme, safra asitleri ve barsak bakterileri aracılığı ile sindirip temel besin yapıtaşları haline getirildikten sonra kan dolaşımına süzülerek geçmesine izin verir.
Dolayısıyla, her ne kadar vücudumuzun içinden geçiyor olsalar da, besinler kan dolaşımımıza bulaşmazlar. Tek sıra hücrelerden oluşan incecik bir zardan oluşan bu bağırsak astarı belli nedenlerle hasar görürse, süzgeç yapıda delikler, yırtıklar oluşur. Bu durumda en küçük zararsız yapıtaşları haline küçültülememiş olan daha büyük besin parçaları bu deliklerden, yırtıklardan sızarak dolaşıma karışırlar.
Basitçe anlatmaya çalıştığımız bu durumun tıptaki adı sızdıran bağırsak, ya da “leaky gut” dır. Bu durum, günlük yaşamda pek bilinmese de birçok kronik hastalığın kök nedenidir. Bu iyi öğütülememiş irice besin parçacıkları ile birlikte, sağlam bir bağırsak astarından geçemeyecek olan birçok zehirli madde de kan dolaşımına ulaşır. Bir kısmı kan beyin zarını da kolayca aşarak beyni de zehirleyebilirler.
Bu nedenlerle, sızdıran bağırsak çok sistemi ilgilendiren hastalıklara yol açabileceği için fonksiyonel tıp yaklaşımındaki önemli kök nedendir ve önemli tedavi hedeflerinden birisidir. Bir basamak daha ileriye gidecek olursak, sızdıran bağırsağa neden olan kök nedenlerin de bulunup ortadan kaldırılmaları önemlidir. Sıklıkla başta glüten olmak üzere, bağırsak astarını tırmalayan birçok besin maddesi diyetten çıkarılmadan kök neden ortadan kaldırılmış olmaz. Tabii ki her hastada sorun glüten değildir. Neyin kaynak olduğunu belirlemek için çoğu kez önce bir eliminasyon diyeti yaptırılır. Şüpheli olabilecek her besinin vücuda girişi kesilir. Sonra teker teker kontrollü bir biçimde diyete eklenir. Tanıtım denen bu aşamada kişinin sağlığını bozan ve etkilemeyen besinlerin listesi oluşturulmuş olur.
Bu eliminasyon diyeti sırasında bağırsak astarının onarılmasına yönelik ilaç ve destekler ile tırmalayıcılardan kurtarılmış olan astarın kendisini toplayıp iyileşmesi hızlandırılır.
Bir kez iyileşmiş olan astar sonrasında, daha önce tolere edilemeyen birçok besin zarar görmeksizin yenilebilir.
Sindirim sistemi ağızdan anüse kadar uzanan bir borudan oluşmaktadır. Aslında beslenmek üzere ağzımıza aldığımız besinlerin içinden geçip diğer ucundan atıldığı yarı geçirgen yapıda süzgeç benzeri bir borudur. Bu süzgeç yapı besinlerin oldukları haliyle kan dolaşımına izin vermez. Ancak çiğneme, mide asidinde eritme, safra asitleri ve barsak bakterileri aracılığı ile sindirip temel besin yapıtaşları haline getirildikten sonra kan dolaşımına süzülerek geçmesine izin verir.