Tiroid hormonları, vücudun “her hücresinde” etkilidirler. Kabaca söylemek gerekirse, hücrelerdeki metabolizmayı artırırlar, yokluklarında metabolizma yavaşlar. Bu yüzden, tiroid fonksiyon bozuklukları ilk bakışta dikkati çekmeyen, çok uzak vücut fonksiyonlarında da bozukluklar şeklinde de karşımıza çıkabilirler.
Tiroid hormonlarının stres hormonlarından doğrudan etkilendikleri, ve üreme hormonlarını doğrudan etkiledikleri için, fonksiyonel tıp yaklaşımı ile ele alınan her hastada tiroid fonksiyonları öncelikle gözden geçirilmelidir. Bu gözden geçirme sırasında, sadece t-3, t-4 ve TSH değerlerinin kontrol edilmesi yeterli olmamaktadır. Öncelikli olarak, tiroid hormonlarının vücut fonksiyonlarındaki yansımaları, hipotiroidi veya hipertiroidi bulgu ve belirtileri dikkatle aranmalıdır. Laboratuvar değerlerinin normalin en alt düzeyi ile normalin en üst düzeyi arasında kalması yeterli olarak değerlendirilmemelidir. Ortalamanın ne kadar altında veya ne kadar üzerinde olduğu, aktif tiroid hormonu olan t-3’ün t-4 hormonuna orantısı göz önüne alınmalıdır.
Ayrıca, tiroid oto antikorları (anti-TPO ve anti-TG) var ise, tiroid fonksiyon testleri normal sınırlarda görülse bile, otoimmüniteye yönelik kök araştırmaları ve uygun tedaviler başlatılmalıdır. Tiroid fonksiyonlarının bozulmaları beklenmemelidir.
Son olarak, tiroid hormonlarının yapımında rol alan vitamin ve mineral eksikliklerini, özellikle stres hormonlarının olumsuz etkisini kaynağından yok etmeyi düzeltmek, yine çok önemli olan tiroid fonksiyon bozukluğu ara kök nedenini düzeltmek için gerekli ön adımlardır. Tiroid fonksiyon bozukluğuna neden olan asıl kök nedenleri ise yine araştırılmalı ve ortadan kaldırılmalıdırlar.
Tiroid hormonları, vücudun “her hücresinde” etkilidirler. Kabaca söylemek gerekirse, hücrelerdeki metabolizmayı artırırlar, yokluklarında metabolizma yavaşlar. Bu yüzden, tiroid fonksiyon bozuklukları ilk bakışta dikkati çekmeyen, çok uzak vücut fonksiyonlarında da bozukluklar şeklinde de karşımıza çıkabilirler.